- Çocuklar için paten seçerken güvenlik ve uzun ömürlü kullanım ön planda olmalı. Ayarlanabilir numaraya sahip patenler, hızla büyüyen ayaklara uyum sağlar. Rahat ve destekleyici iç botlu modeller tercih edilmeli. Ayrıca, bilek, diz ve dirsek koruyucularıyla birlikte almak, güvenli bir başlangıç için önemlidir. Bu, çocuğun paten sporuna olan ilgisini artıracaktır!

Patenin Tarihçesi

Patenle ilgili ilk bilinen girişim, 1750’li yılların sonlarına doğru Hollanda’da gerçekleşmiştir. Belçika asıllı müzik aleti yapımcısı Joseph Merlin, tekerlekli ayakkabıları ilk kez 1760 yılında Londra’da sahneye çıkarak tanıttı. Ancak Merlin, henüz bu konuda yeterince deneyim sahibi olmadığından, gösteri sırasında dengesini kaybederek düştü, kemanını kırdı ve ciddi şekilde yaralandı. Yine de inline patenin ilk mucidi olarak tarihe geçen Merlin, bu başarısızlığa rağmen patenin temelini atan kişi oldu.

Patenin Doğuşu

Merlin’in icadından ilhamla, paten fikri farklı zamanlarda birçok girişimci tarafından yeniden denendi. 1789 yılında Fransa’da Maximilian Van Lede, demir bir taban üzerine ardışık şekilde yerleştirilmiş iki ahşap tekerlekten oluşan bir model tasarladı. “Patin à terre” adını verdiği bu icat, onun 30 yaşındayken ortaya koyduğu bir çalışmaydı.

1819 yılına gelindiğinde, paten için ilk resmi patent Fransız mucit M. Petitbled tarafından Paris’te alındı. Bu patenler ağır metal tekerleklere sahipti ve ayağı yerden kaldırmayı neredeyse imkânsız hale getiriyordu. Ancak güçlü kullanıcılar için uygundu ve ileride geliştirilecek paten tasarımları için önemli bir örnek teşkil etti.

Inline Patenin Evrimi

1823 yılında Robert J. Tyers, "Rolito" adını verdiği ve ardışık 5 tekerleğe sahip olan bir inline paten modeli tasarladı. Ortadaki tekerleklerin daha büyük olması, daha iyi manevra kabiliyeti ve hız kazandırıyordu.

İlk Üç Tekerlekli Modeller

1828'de, iki farklı üç tekerlekli paten modeli geliştirildi. Bunlardan biri, iki arka ve bir ön tekerleğe sahip olan August Lohner’in pateniydi. Diğeri ise Jean Garcin’in tasarladığı, sıralı üç tekerlekli Cingar modeli idi. Garcin’in açtığı paten pisti ve verdiği dersler sayesinde bu model hızla yayıldı. Her ne kadar bu pist, artan kazalar nedeniyle kapanmak zorunda kalsa da, patenin yaygınlaşmasına büyük katkı sundu.

1859 yılında kauçuk tekerlekli patenler üretilmeye başlandı fakat dayanıklılık sorunları nedeniyle kısa sürede piyasadan çekildi. Ancak 1863 yılında Amerikalı James Plimpton, ön ve arka olmak üzere dörderli tekerleğe sahip ilk Quad pateni icat etti. Kullanım kolaylığı sayesinde büyük ilgi gördü.

Quad Patene Geçiş ve Yayılım

1866'da Plimpton, quad patenleri ayakkabıya monte edilmiş şekilde tüm dünyaya tanıttı. Ayrıca düzenlediği eğitimlerle binlerce kişiyi sertifikalandırarak bu sporun yaygınlaşmasına önayak oldu. 20’den fazla ülkede paten eğitimi verdi.

1905’te John J. Young, farklı ayak boyutlarına uyum sağlayabilen ilk ayarlanabilir paten modelinin patentini New York’ta aldı.

Türkiye’deki İlk Paten Pisti

1908 yılında İstanbul Beyoğlu’nda açılan “Skating Palace”, Türkiye’nin ilk paten pisti olarak tarihe geçti. Burası daha sonra Beyoğlu Emek Sineması olarak uzun yıllar hizmet vermiştir.

Modern Patene Doğru

1924 yılında Uluslararası Spor Federasyonu paten sporunu resmen tanıdı. 1966’da ise Gordon Ware, günümüz inline patenlerinin temelini oluşturan ve ayakkabı boyunu aşan tekerlekli modelleri geliştirdi.

1995 yılında Chicago’da düzenlenen ilk inline hokey dünya şampiyonası, bu paten türüne olan ilgiyi artırdı. 2017’de Çin’deki World Roller Games organizasyonu ise 15 gün süren büyük bir festivalle 20'den fazla paten sporunu bir araya getirdi ve 3.000’den fazla sporcuya ev sahipliği yaptı.

Bugün paten sporu; farklı tarzlar, tekerlek boyutları ve zeminlere uygunluk açısından çeşitlenerek gelişmeye devam ediyor.